Bu Blogda Ara

2 Ocak 2019 Çarşamba

Yunan Uygarlığı & Batı Uygarlığı




Bir süre önce salak, aptal, cahil gibi sözcükleri çokça kullanan Celal Şengör bu kez de bir konferansda Antik Yunan Uygarlığının günümüz Batı Uygarlığının temeli olduğunu anlatırken daha önceden tartışıldığını ve Türk Sinemasının en önemli isimlerinden biri olan Metin Erksan'ın buna karşı çıkarak salak olduğunu söylemiş. Odatv'de bunu haberleştirmiş. Haklı olarak da bazı sosyal medya'da bu tartışılmış.

Söylediği şey ise şöyle.

'Aptal aptal tartışmalar okuyorsunuz gazetelerde, Metin Erksan diye bir salak vardı. O, Ekrem Bey'e kafa tutuyor, efendim işte, 'Yunan mucizesi yoktur'.

Bahsettiği zaman; 20 yıl öncesi, 1996 yılında Metin Erksan'ın Cumhuriyet gazetesinde 'Yunan mucizesi yalandır' adlı yazıya Ekrem Akurgal'ın verdiği cevapla başlayan tartışmadır. Ortada Metin Erksan'a kafa tutması gibi bir durum söz konusu değildir. Tam tersine Ekrem Okurgal'ın Metin Erksan'ın 'Yunan Mucizesi Yalandır' yazısına karşılık vermeye çalıştığı kısa bir yazısı vardır. Daha sonra Celal Şengör olaya dahil olur ve bir süre konu hakkında yazın üzerinde tartışma yaşanır.

Celal Şengör de o zamanı anımsayarak 'Yunan Mucizesi Yalandır' diye yazı yazan Metin Erksan'ı Ekrem Akurgal'a kafa tuttuğunu sanarak, salak olarak görür ve konferansta anlatır.

Celal Şengör, Yunan Mucizesi'ni, son 10 yıldır katıldığı TV'lerde de sürekli olarak anlatırken, ilk kez bir toplumda eleştirel aklın benimsenmesi ve yaygınlaşması olarak tanıtıyor.

Aslında öyle mi? Celal Şengör'ün bu yazısına ve düşüncesine aynı dönem Cengiz Özkıncı'nın yazısı gayet açıklayıcıdır.  Yazının sonunda link mevcut.

Antik Yunan; Toplama Kültür

Antik Yunan'ın toplama kültür olduğu Helen düşüncesi doğana kadar olan ilk devrede kolayca görülebilir. Tanrı panteonlarının kaynağı zaten var olan Anadolu, Kafkas ve Mezopotamya kültürüdür. Örneğin Yunan mitolojisindeki Artemis (tapınağı var) sözcüğü, İskitlerin atalarından Erdimpas'tır. Yine yunan mitolojisinde önemli yer tutan 'Afrodit' sözcüğü yunanca bile değildir, Akadlıların tanrıçalarından Astarte'nin yunanca söylenişidir. İmam bayıldı mı, İmam bayildi mi? durumu daha iyi açıklar. Ki bu, sözcüklerin farklı okunuşu sadece Yunan'a özgü değildir, bir çok  toplumda bu tür farklı teleffuzlar vardır.

Antik Yunan'ın ne kendine has bir kültürü vardır yada ne de uygarlığı. Tamamen toplama olan mitolojisi gibi batılıların iddia ettiği uygarlığın mucizesi diye anlatılan şey de toplamadır. 'Yunan Mucizesi' diye bahsedilen 2500-3000 yıl öncesinde Yunanlıların Fenikelilerle ticarete başlaması sonucu ortaya çıkan bilgi ve din yığınlaşmasıdır. Aynı İyonyalıların İskitlerle ticaret yapıp Ertimpas'ın antik yunan da tanrılaşmasıdır. (Ki İskitler İyonları hiç sevmez çünkü ticaret gereği İyonların hile başvurup yalan söylemek zorunda kaldıkları için)

Helen kültürünün başlangıcı ise Babil'i ve Babil kültürünü yok edip ortadoğu'ya düalist bakış açısını getiren Perslerdir. Perslerin Anadoluyu fethi ve sonra şuan ki Yunanistan coğrafyasına gelip, antik yunanlılarca savaşması sonucu Helen kültürü oluşmuştur. Nasıl ilk dönem kültüründe Anadolu kültürü temel alındıysa, Perslerle savaş sonrası da Pers kültürü olan düalist dünya görüşü Hermes ortaya çıkmıştır. Hermes sözcüğü de Afradit gibi yunanlılarca söyleniş biçimidir. Perslerde ki Ahuramazda'ya denk gelir. Perslerin kendi dünya görüşlerinden sadece Antik Yunan etkilenmez, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyası da etkilenir. Ki Babil kültürü neredeyse tamamen yok olurken, Perslerin düalist düşüncesi hakim olur ve şeytan kavramı çıkar. Perslerin dünya görüşü yada inancı denilen Mithra iki temele dayanır. İyiliği temsil eden Ahuramazda ve kötülüğü temsil eden Hay. Tanrı-şeytan düalismi'nin de temelidir. Latinlerinde aynı dönemde Perslerin dünya görüşünden etkilenip aynı yunanlar(helenler) gibi onlarda kendi dünya görüşlerinin bunun üzeirne kurarlar. Ancak Helenler önceki gibi kendi kültürlerini koruyamazlar bir süre sonra Romalı'ların bir parçası haline gelirler.

İsa'nın ortaya çıkması, daha doğrusu İsa'nın takipçilerinin ortaya çıkması, eski inanç sistemini geri getireceğiz söylemi (güneş kültürü ki Babil'in temeli olan Sümerlilerdir), Roma imparatorluğu altında yaşayan Helenleri etkileşim ve hristiyanlık denen dünya yorumunun kendilerine katmışlardır. Yaptıkları ilk şey ise kendi atalarının yaptıkları tiyatrolara, tanrı heykellerine saldırıp yok etmek olmuştur.

Hristiyanlığın bir farklı yorumu da Roma'da ortaya çıkmış ve varolan imparatorluk ikiye bölünmüştür. Doğu Roma diye geçen (Kuran'da ki rum suresi) imparatorluk aynı ortadoğu geleneğinden gelen imparatorluk geleneğini aynen yaşatmıştır. 6 yüzyıl öncede yıkılmıştır.

Ne Antik Yunan'ın ne Helen ve hristiyan döneminin günümüz Batı (!) uygarlığı ile bir ilgisi yoktur.
Günümüzün Batı uygarlığı bunu Antik Yunan'a yada Roma'ya değil, koloni haline getirdikleri Amerika ve Afrika kıtalarına borçludur. O kıtalardan getirdikleriyle kendi toplumlarının refah seviyesini arttırmış, bu arttırma sonucu o toplumların daha fazla ve çabuk bir şekilde nasıl daha fazla yağmalarız düşüncesi sonucu teknik ilerlemeler olmuştur. Buharlı gemilerin icat edilmesi bunların ilklerindendir. Kapitalizm öncesi manifaktür dönemi de sömürgelerden gelen malların depolanması, işlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Son olarak günümüz bilim'i latin alfabesi ile yapılmaktadır ve bilim dili olarak latin alfabesi kullanılmaktadır. Kökeni ise Antik Yunan alfabesi değil, Etrüsk tamga sistemidir. Latinler sadece Yunan'ın harfleri disipline etmesini kendine örnek almıştır. Aynı şekilde yunan alfabesi de başka bir dilin disipline edilmiş halidir; Fenike alfabesi.

Alfabe denen sözcüğün açılımı A-B'nin okunuşudur. Bu da günümüzde ki Arapça ve ibranice ile tamamen uyuşur. Alfa yerine alef ve elif'i koyarsanız anlaşılması daha kolay olur. B'de aynı şekilde arapçadaki elifba'nın be'sidir. Buradaki Elif (alef yada alfa) ise öküz başının betimlenmesidir. Çünkü öküz hayvanı 4-5 bin yıl öncesinin insanı için çok önemlidir ve kutsallık atfedilip tanrı anlamında kullanılmıştır. İlk betimlemelerde I çizildikten sonra yukarıda olacak şekilde iki yuvarlak konulmuş ve öküzün başı simgelenmiştir. Daha sonra ise iki yana konan o küçük yuvarlaklarda ortadan kalkmış şuan arapça da olan I şekline girmiştir. I elif, alef, alfa diye okunuyorken Latince'de niye A şeklini almıştır. Latinler Yunanlardan disipline edilmiş alfabeyi alırken, Yunanlarda Fenikeli'lerden disipline ederek almıştır. Yoksa arapçadaki Elif'in yani öküz başının karşılığı o iki toplumda yoktur. Olmadığı için Pelags'lar ve Etrüsklerden aldıkları Tamgalardan en önemlilerinden olan dağı (dağ en önemli kutsallardandır) simgeleyen ve AT/TA anlamına gelen A tamgasını Elif'e ve Alef'e karşılık anlamında  kullamışlardır. Latin ve Yunan alfabesi dedikleri tamgalar Etrüsk ve Pelagslardan gelirken, Alfabe anlamında disipline edilmiş betimleme yada simgelemeler de ortadoğudan alınmıştır. Kendi icat ettikleri bir şey değildir.

Cengiz Özakıncı / Prof. Dr. A. M. Celal ŞENGÖR'e "Eleştirel Akılcı Bilimsel Düşünce" Çağrısı : http://www.guncelmeydan.com/pano/prof-dr-a-m-celal-sengor-e-elestirel-akilci-bilimsel-dusunce-cagrisi-cengiz-ozakinci-t38755.html

Metin Erksan diye bir salak vardı
https://odatv.com/metin-erksan-diye-bir-salak-vardi-16121845_m.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.