Muazzez İlmiye Çığ, ilk olarak 1997 yılında yayımladığı kitap daha önce İlhan Arsel ve Turan Dursun kitaplarını basan Kaynak yayınlarında. Şuan hala Çığ’ın kitapları Kaynak yayınları tarafından basılmaktadır.
İbrahim peygamber kimdir?
İbrahim peygamber aslında nereliydi?
Hangi zaman diliminde yaşadı?
Neden 3 büyük dinin atası olmuştur?
İbrahim peygamberle başlayan erkeklerin sünnet olma geleneğinin temel nedeni nedir?
Gibi bir çok soruya cevap arıyor. Bir çok tarih araştırmacısının da ilgi alanına giren İbrahim peygamber ile ilgili sorulması gereken soruları soruyor, ve okuyucunun önüne cevaplar koymaya çalışıyor. Ancak Çığ, burada bilimsel bir yaklaşımda bulunmuyor, daha çok kutsal denilen kitaplarda varolan bilgileri, Sümer – Akad dönemine ait tabletlerde yazanlarla karşılaştırıyor.
İbrahim peygamber kimdir? sorusuna cevaplardan Amaritler, Hititler, Sümerler, Akadlar’dan hiç biri uymuyor en sonunda Turan Dursun’un da yazdığı İbrahim peygamber Sabii’lerden olması muhtemeldir diyor. Sabiiler ise yıldızlara tapan topluluk olarak biliniyor ki Kur’anda da Musevi ve Hrıstiyanlardan sonra adı anılan bir dine mensuplar. Sabiilerin torunları ise günümüz Irak’ında yaşamaktadırlar.
Eski Sabii dininde yıldızlara da tapımlar olduğu için Kur’anda geçen yıldızlara ant olsun ki sözünün Sabiilerden geldiğinin dolayısıyla İbrahim peygamberle olan ilişkisini belirtiyor.
Peygamberlik nedir sorusuna da değiniliyor. Bu kısımda yazılan ise peygamber sözcüğünün nereden geldiği, Kur’an’daki karşılığı ne olduğu yazılıyor. En sonunda da bu peygamberlik geleneğinin yani Tanrı’dan haber getirme geleneğinin Sümerlerden geldiğini hatta Sümer hikayelerinde de bolca bulunduğunu belirtiliyor. Buna benzer bir gelenek Mısır’da da mevcut.
Burada ilginç olan Sümerlerde kadın peygamberler de var.
Tanrı, El; efendi diye biliniyor. Musevilikten müslümanlığa geçen Rab sözü de aynı El sözcüğündeki gibi anlamda; sahip, efendi olarak kullanılıyor.
İbrahim peygamberin döneminde ki putperest uygulamalar son peygamber olarak bilinen Muhammed zamanında da belli şekillerde yaşıyor. Kabe’nin yanı başında ki hacer’ül Esved taşının kutsal sayılması gibi… Bir diğeri de şeytan taşlamada kullanılan şeytan yerine geçen sembolik, uzun çubuk şeklindeki taş.
Halbuki bu taş, Tevrat’ta belirtilen üzere Yakup tarafından bir çok yerde dikiliyor. Sümerlerden gelen bu gelenek de erkek tanrının cinsel organı temsil ediliyor. Bu ise islam’a şeytan olarak geçmiş, yılın belli döneminde inanan müslümanlar tarafından taşlanıyor.
Sembolik gözüküyor gibi olsa da aslında Sümerden gelen bir uyguluma. Çünkü İslam öncesi putperestlik denen dönemde de bunlar sadece birer sembol. Tevrat’taki İbrahim anlatılarında da bu taş dikme geleneği var.
İbrahim peygamber döneminde varolan bir çok putperest gelenekler; Yahudilerin kral, Müslümanların peygamber dediği Davud, Süleyman döneminde de varlığını sürdürüyor. Bu tür uygulamalar yine Tevrat’ta da belirtiliyor.
Hristiyanlıkta olmayan ancak Musevilikte ve islamda geleneği sürdürülen erkeklerin sünnet olma uygulamasına da değiniyor. Bu uygulamanın Mısır’da varolan güneş kültünden geldiğini belirtiyor.
Musevilikte ve Müslümanlarda (Kur’anda belirtilmiyor) varolan bu uygulamayı Hristiyanlar farklı yorumluyor. Onların sünnet yorumu ise İbrahim’in imanından geliyor. İbrahim Allah’ın birliğine ve tekliğine sünnet olmadan erişiyor. İbrahim’in imanı sünnet uygulamasından (Şeriat) öncedir deniyor ve şeriattan önce iman gelir çünkü bütün inananların babası İbrahim’de sünneti (yani şeriatı) imandan sonra getirmiştir. Bu yüzden de hrıstiyanlarda sünnet uygulaması yada geleneği gereklilik olarak görülmüyor.
İbrahim peygamberin ne zaman yaşadığına özellikle Tevrat baz alınarak çıkarımlar yapılsa da, tam net bir tarihleme söz konusunun olmadığı belirtiliyor. İbrahim peygamberin yaşamına, yaşadığına dair söylenen bütün hikayelerin o dönemin topluluklarının bize kadar gelen hikayelerden geldiği yazılıyor. Sonrasında yine İbrahim peygamberin çocukları ve torunlarının (diğer peygamberlerin) hikayelerinin de yine dönemin yaşayan topluluklarında var olduğu belirtiliyor.
Üç büyük dinin atası kabul edilen İbrahim peygamber aslında tam bir tarih araştırması konusu iken, günümüzde İslam karşıtı yada din karşıtı denilerek bu tür yazıların ve bilgilerin küfür olduğu yazılıp, çiziliyor.
Özellikle Yahudi karşıtı olan bir çok Müslüman topluluk (millet denmesi gerekiyor ancak kullanmamayı tercih ediyorum), inançlarında Yahudi şeriatı ve geleneğinin olduğunu göremiyorlar.
Bu tür yazı ve kitaplara karşı çıkanların çoğunluğu bunu imanından yada inancından dolayı değil, politik bir duruş olarak yapıyor ki yaşanılan ülkede 40 yıl önce politik hareketler içinde İslamcılık diye bir hareket de söz konusu. Ve de bunların iman ve inanç dedikleri ise Yahudi şeriatı ve tanrı inancından geliyor.
Muazzez İlmiye Çığ, Sümerler üzerine yaptığı araştırmalar ve yazdığı kitaplarla sadece mitolojiyi yada bilinmeyn tarihleri değil, günümüzde varlığını sürdüren dinlerin de kökenini de göstererek, insanların inançlarını sorguluyor.
‘İbrahim Peygamber’ kitabı ile de okuyan, öğrenen insanlara yön göstermeye çalışıyor.